İlişkiler

Psikolojik Hastalığınızı Çevrenizdekilerle Paylaşmak

Depresyon, panik bozukluğu, anksiyete ya da diğer psikolojik rahatsızlıkların tanısını aldıktan sonra bu durumu aile, yakın çevre, partneriniz veya arkadaşlarınız ile paylaşma konusu pek çok kişi için bir sorun alanıdır. Psikolojik rahatsızlıkların bilinmesi durumunda etiketlenme, anlaşılmama gibi durumlara maruz kalma ihtimali endişe vericidir. Kişinin hastalanmadan önce psikolojik hastalıklara ve tedavi süreçlerine yaklaşımı da bu paylaşımın zorluk derecesini belirleyecektir. Bu yüzden kişinin başkalarına probleminden bahsetmeden önce psikolojik rahatsızlığı ile ilgili kendisinin ne düşündüğünü ve hissettiğini fark etmesi önemlidir. Örneğin eğer yaşadığınız süreç ile ilgili utanç, suçluluk gibi duygular hissediyorsanız, çevrenizdekilerin tepkilerine karşı hassas olabilirsiniz ve negatif düşüncelerinizi pekiştirmiş olursunuz. Bu yüzden önce kendi düşünce ve ihtiyaçlarınızı anlamamız önemlidir. Eğer paylaşmanın artı ve eksi yönlerine dair bir liste yaparsanız, bazı kişiler sizi anlamasa da anlayacak olanlardan göreceğiniz faydayı değerlendirerek daha doğru bir karar verebilirsiniz. ‘‘Neden paylaşma ihtiyacı hissediyorum? Bana nasıl destek olabilirler? Paylaşıyor olmamın artıları ve eksileri neler olur?’’ gibi soruları kendinize sorarak ihtiyaçlarınızı netleştirebilirsiniz.
Kimlerle Paylaşılmalı?
Kiminle paylaşacağınız kişisel bir karadır. Herhangi bir sağlık problemini (tansiyon, şeker, vb gibi) çevre ile paylaşıyor olmak kişisel bir seçimse, psikolojik rahatsızlıklar için de aynısı geçerlidir. Yakın çevre ile paylaşmak çevresel desteği arttırabilir ve somut bir yardım ihtiyacı duyduğunuzda destek almanız daha kolay olur. Sizi bilen, her durumunuzla kabul eden ve destekleyen kişilerin varlığı size iyi gelecek ve sizi özgürleştirecektir.
Ne zaman söylemeli?
Eğer problemin alevlendiği bir süreçteyseniz yalnızca size en çok destek olan kişiler ile paylaşmak daha sağlıklıdır. Psikolojik rahatsızlığımızı anlatma n

edenimiz anlattığımız kişiye göre değişir. Örneğin sevdiklerinize sizin duygu ya da davranışlarınızdan endişelendiklerii için anlatırken, arkadaş çevrenize ise bir süredir onlarla görüşmediğiniz ve araya mesafe girmesinden endişe ettiğiniz için anlatabilirsiniz. Bu yüzden ne zaman anlattığınız sizin ihtiyaçlarınıza ve duruma göre şekillenmelidir.

Yeni bir romantik ilişkiye başlarken?
Yeni tanıştığınız ya da aşık olduğunuz kişi ile beraberken ne giydiğiniz, nasıl konuştuğunuz bile kaygı yaratırken, psikolojik rahatsızlığınızdan bahsetmek oldukça zordur. ‘‘İlişkinin gidişatı etkilenir mi? Flörtün hangi aşamasında anlatmak daha doğru olur? İlişkinin en başında söylemek fazla mı ileri gitmek olur?’’ gibi sorular kafanızı meşgul edebilir.
Bir ilişkiye başladınız ve oldukça güzel ilerliyor. Siz kendinizi çok iyi hissediyorsunuz ve belki bir daha probleminiz ortaya çıkmayacak. Fakat bir anda problemleriniz alevlendi ve işler daha da karmaşık hale geldi. İşte bu karışık dönemde paylaşıyor olmak hem sizin için, hem de ilişkiniz için zorlayıcı olabilir. Bu yüzden sakin ve duygu durumunuzun stabil olduğu bir süreçte söylemek daha iyi bir fikir olabilir.
2013 yılında ABD’de yapılan bir araştırmaya göre psikolojik problemi olan kişilerin %77’si partnerleriyle paylaştığını ve sadece %5’inin ilişkileri bu yüzden sona erdiğini belirtmiş. Partnerlerin ise %74’ü bu durumun onları endişelendirmediğini belirtmiş. Yine benzer bir araştırmaya göre kadınların psikolojik rahatsızlıklarını partnerleriyle paylaşma oranının erkeklere göre daha fazla olduğunu göstermiştir. Bu durumun psikolojik rahatsızlıklara karşı olan ön yargının etkisiyle ya da erkeklerin güçlü görünme çabasıyla rahatsızlıklarını gizleme ihtiyacı hissetmesiyle ilişkili olduğu düşünülebilir. Ne kadar süre sonra paylaştıklarının ise kişiye göre değiştiği görülmüş. %25’i ilişkinin başlarında paylaşırken, %29’u 1 ve 6. Aylar arasında, %22’si ise 6 aydan fazla bir süre sonra paylaşımda bulunduğunu belirtmiştir. Ancak kültürlerarasında bu paylaşımın yaratacağı farklılıkları göz ardı etmemek gerekir.
İlişkide taraflardan birinin psikolojik bir rahatsızlığı olsun olmasın her ilişkide inişli ve çıkışlı zamanlar vardır. Bu yüzden en önemli nokta partnerler arasındaki doğru iletişimdir. Bir de tabi psikolojik rahatsızlığınıza rağmen sizinle olmaya ve size yardım etmeye istekli kişi ile birlikte olmak en ideali olacaktır.
Psikolojik rahatsızlığınızı paylaşmak zorunda değilsiniz fakat bu kararı verdiğinizde sınırlarınızı net bir şekilde belirleyin. Karşınızdaki kişinin o rahatsızlık ile ilgili yeterince bilgisi yoksa nasıl ki fiziksel bir rahatsızlığı anlamak ve anlatmak için açıklamalarda bulunuyorsanız aynı şekilde durumunuzu anlaşılır bir şekilde açıklayın. En önemlisi de size nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda paylaştığınız kişilere bilgi verin. Kimseden kurtarıcı ya da kahraman rolünü üstlenmesini beklememelisiniz. Paylaştığınız kişilerin duyarlı ve anlayışlı olmalarını beklemek yeterlidir.  Psikolojik rahatsızlığınızı anlatma konusundaki ihtiyaçlarınızı, endişelerinizi ve doğru zamanı terapistinizle konuşabilirsiniz.