İlişkiler

İki Aşk Arasında Kalmak

Burada tamamen kurgusal olan iki senaryodan bahsetmek istiyoruz. 

Senaryo 1: Özge, yaklaşık 7 yıldır Demir ile evli ve Özge bir süredir Mehmet ile ilişki yaşıyor. Mehmet ile aralarında çok yoğun bir çekim var ve Mehmet Özge’nin evliliğini bitirip onunla birlikte olmasını istiyor. Özge Demir’in iyi bir insan olduğunu düşünüyor fakat duygusal olarak ondan uzak hissediyor. 

Senaryo 2: Ali iki farklı kişiyle duygusal ve cinsel birliktelik yaşıyor. Merve’yi aile geçmişi ve ilgi alanları açısından kendisine yakın görüyor. Fakat onu sosyal ortamlarda düşük enerjili ve pasif buluyor. Diğer sevgilisi Pelin ise daha aktif, dışa dönük ve enerjik. Fakat onu da güvenilmez ve öngörülmez bulan Ali, bir taraftan da bu halini çekici buluyor.

Buna benzer pek çok senaryo kurgulayabiliriz. Özge ve Ali’nin yaşadığı durum tamamen farklı olsa da her iki hikayede de ortak olan konu iki aşk arasında kalmak. 

Bu durum acı verici ve çekici yanları olan insani bir yaşam olayı olsa da duygusal olarak yorucudur. Bu durumun uzun sürmesi ilişkinin ve aşkın yıpranmasına, dolayısıyla kaybetme ve ayrılma riskinin artmasına yol açar. İki ayrı insanı idare etme durumu da hem pratik olarak hem de kişinin hissettiği sorumluluk ve suçluluk duyguları nedeniyle zorlayıcı olabilir. 

Böyle bir aşk üçgeninin içine girdiğinizde bu durumu devam ettirmekten rahatsız değilseniz ve bir çözüm aramıyorsanız zaten ilişkiler sizin insiyatifiniz dışında gelişecek ve sonuçlarıyla yüzleşeceksiniz. Eğer bir karar verme durumu varsa, tıpkı Albert Einstein’ın ‘‘Problemleri onları oluşturduğumuz düşünce yapısıyla asla çözemeyiz’’ sözündeki gibi sizi bu durumun içine sokan düşünce yapısı ile çözüme ulaşmanız oldukça zor. Bu yüzden sizi bu duruma sokan bakış açınızı değiştirmeniz gerekecektir. Yeni bir bakış açısı kazanmak ve yaşadığınız duruma açıklık getirmek için kendinize sorabileceğiniz bazı sorular şunlardır: 

1) Hangi ilişkide kendimi her anlamda ve tüm kalbimle ifade edebildiğimi hissediyorum? 

İki aşk arasında kalındığında ister istemez karşılaştırma yapmak söz konusudur. Özge ve Ali’nin yapabileceği artı ve eksilerin tartıldığı listeyi kolayca gözümüzün önüne getirebiliriz. Bu yöntem doğru ya da yanlış değildir fakat kısıtlıdır. Çünkü önemli bir şeyi göz ardı eder. O da ilişki içerisinde olması gereken Sen + Ben = BİZ denklemidir. 

Aslında kişiler ilişki içerisinde karakter özelliklerinin ya da niteliklerinin tanımlanmasından çok daha fazlasıdır. Çünkü bu tanımlamalar statiktir fakat romantik ilişki içerisindeki partnerler arasında daha dinamik bir süreç söz konusudur. Yakın ilişkiler bir dans gibidir ve her iki partnerin adımları o dansın ritmini belirler. Yani kişilerin ilişkide kendini ortaya koyma şekli, karşısındakinin kendisini ifade şeklini de etkiler. Bu yüzden daha cesurca sorulması gereken soru ‘‘ Hangi ilişki içerisinde her açıdan ve tüm kalbimle kendimi ifade edebildiğimi hissediyorum?’’. Bu soru bize kendi içimize dönerek, dikkatimizi düşünce, duygu ve inançlarımıza yöneltmemize olanak tanır. Bu da sağlıklı ve mutlu bir yakın ilişki kurmanın esaslarındandır. 

2) Beni bu zamana kadar seçim yapmaktan alıkoyan ne? 

‘‘Neden seçim yapamıyorum?’’ ya da ‘‘Beni bu kadar zaman seçim yapmaktan alıkoyan ne?’’ 

Sorunun ilk versiyonunda ‘‘Seçemiyorum çünkü….’’ şeklinde devam eden bir açıklamaya ulaşmak mümkündür. Bu açıklamalar genellikle iki duyguya işaret eder: utanç veya suçlama. 

  • Utanç duygusunda; Seçim yapamıyorum çünkü korkağım/ kırgınım/tembelim… vb’’ Bu açıklamaları yapmak kendinizi zaten sıkışmış ve kararsız hissediyorken bir taraftan da yaralanmış hissetmenize neden olur.

  • Suçlama durumunda ise; ‘‘Seçim yapamıyorum demek ki onlar ruh eşim değil’’, ‘‘Seçim yapamıyorum çünkü ikisiyle de birlikte olmak istiyorum ’’ ,‘‘Seçemiyorum çünkü evlilik ciddi bir sorumluluk’’ gibi açıklamalarla bütün sorumluluğu dışarı atıp kendinizi pasif ve güçsüz hissettirerek kontrolün dışarıda olduğu yanılgısına kapılabilirsiniz.

Sorunun diğer versiyonu (Beni bu kadar zaman seçim yapmaktan alıkoyan ne?) ise durum ile ilgili içgörü kazanmanın yolunu açabilir. Acaba yaşadığınız bu durum ya da karar vermekten kaçmak gizli bir kazanç sağlamanıza neden oluyor olabilir mi? İki aşk arasında kalmak aslında sizi yüzleşmekten korktuğunuz bir durumdan koruyor olabilir. Konu ilişkilere gelince pek çok korkutucu durum söz konusudur; kalp kırıklığı, hayal kırıklığı, ilişkiden sıkılma vb. Bu korkuların kaynağı genellikle geçmiş yaşantılar ya da ilişki deneyimleridir. Fakat bunlarla yüzleşmekten kaçıyor olmak derin ve sağlıklı bir ilişki kurmaya engel olur. Bu yüzden bağlılık kurmanıza engel olan her neyse bununla yüzleşmek ve farkındalığınızı arttırmak için yardım almak bir çözüm olabilir. 

3) Eğer en yakın arkadaşım aynı durumda olsa ve benden ona yol göstermemi isteseydi, ben ona ne derdim? 

Bu soru yaşadığınız duruma dışarıdan bir gözle bakmanıza ve daha objektif bir bakış açısına ulaşmanızı sağlar.  Gerçekten iyiliğini istediğiniz bir arkadaşınızın bu durumda atması gereken adım ne olurdu? Aslında bu soruya dürüst bir şekilde cevap verdiğinizde bir sonraki adımı da belirlemiş olursunuz. Ancak bunun duygusal bir durum olduğunu ve sadece mantıkla değiştirilemeyeceği de unutulmamalıdır. 

Yakın ilişkiler pek çok karmaşa ve belirsizliği barındırır ve bazen bizim en iyi ya da en kötü yönlerimizi ortaya koymamıza neden olur. Eğer kendinizi bir aşk üçgenin içinde buluyorsanız, tutku, aşk, bağlılık içerisinde bir savaş vermeniz söz konusu olabilir. Böyle bir ilişki kurduğunuzda bu tür sorularla farklı bir bakış açısına ulaşmaya çalışabilirsiniz. Unutmayın ki verdiğiniz cevaplar iç dünyanızın kapısını aralayacak ve atmanız gereken adım için yol gösterici olacaktır. 

Kaynak :  www.dralexandrasolomon.com